Önce İnsan. Ama Niye?

Murat YÜKSEKTEPE
3 min readJun 26, 2021

--

Hayâl edin, bir sanat galerisindesiniz ve gerçekten yoğun bir ilgi var. Siz de bu kalabalığın içindeki ilgili bir sanat seversiniz. Bir anda küratörün (sergiyi düzenleyen kişinin) çevresindeki bir kaç kişiye çok güzel bir iş çıkardığı konusunda kendisini övdüğünü duyuyorsunuz.

Burada şöyle düşünebilirsiniz; “güzel kardeşim, sanatçılar bu sanat eserlerini üretmemiş olsaydı sen burada sergilenmek üzere neyi düzenleyecektin? Asıl övgüyü sanatçılar hak ediyorlar” ve bu düşüncenizde bence de haklı olurdunuz.

Fakat biraz daha derine inecek olursak eğer boyalar, fırçalar, tuvaller olmasaydı ressamlar resim, çimento, metal, mermer olmasaydı heykeltıraşlar heykelleri yapamayacaklardı. Öyleyse şu durumda asıl övgüyü hak edenler bu ürünlerin üreticileri yani çiftçiler, besiciler, maden işçileri…

Hani hep duyuyoruz ya, Avrupa ülkelerinde insana çok önem veriliyor diye. Baktığımız zaman bunu çeşitli şekillerde görebiliyoruz. Bazı ülkelerin pandemi sonrası gençlere sanat etkinliklerinde kullanması için harçlık dağıtması, eğitimi ve sağlığı tamamen ücretsiz hale getirmesi gibi gibi…

Anlaşılan o ki, zamanın birinde bazı insanlar oturdular, şapkalarını önlerine koydular ve şunları düşündüler;

Bir şeyleri tüketebilmek için önce üretmek gerekir. Üreten kimdir? İnsan. Tüketecek olan kimdir? Yine insan. Öyleyse her şeyden önce insan gelir. Yatırımı insana yapalım.

Peki üretilmemiş bir şeyin tüketilmesi mümkün müdür? Mümkündür, dışardan satın alırız. Ama satın almak riskli bir olaydır çünkü fiyatlar, ürün kalitesi, teslim süreleri vb şeyler kontrolümüz dışında değişebilir. O zaman üretime yatırım yapmalıyız. Üretimi yapacak olan kimdir? Yine insan.

Tam bu noktada size Hollanda’dan bahsetmek isterim.

Hollanda; deniz seviyesinin altında bir ülke. Normal şartlarda domatesin bile bu topraklarda yetişmesi çok zor. Yüz ölçümü hemen hemen bizim Konya ilimiz kadar ve az çok bir kısmı tarım için elverişli.

Fakat bu dejavantajlara rağmen Hollanda dünyada tarımın 2. devi durumunda. Yani Amerika’dan sonra en çok tarım ürünü üreten ve satan 2. ülke.

Tarımı geliştirmek adına kurdukları Wageningen Üniversitesi, çiftçilere devlet desteği, her bitkinin detaylı şekilde incelendiği laboratuarları, işinin ehli profesörleri var.

Hollanda, doğru insanlara doğru yatırım yapıldığı zaman yetersiz gibi görünen bir ülkenin nasıl dünya 2. olabileceğinin bir kanıtı.

Konuyu siyasete getirmeden, ülkemin durumundan yakınmadan bitirmeye çalışacağım.

Kendimden örnek vereyim; belki yakın zamanda olması çok güç ama ilerde çiftçilik veya besicilik yapabilmek için gerekli araştırmalara şimdiden başladım. Artık şehir hayatı, beyaz yaka falan yeter dediğim zaman gidebileceğim bir toprak satın aldım. Youtube’da apır sapır, zaman öldüren şeyler yerine üreticilerin kanallarını takip edip bilgi birikimimi arttırmaya başladım.

Belki şu andaki durumumuz bizi tüketici olarak kalmak zorunda bırakıyor olabilir fakat bir gün bizde üretici olabiliriz. Birileri bizim ürettiğimiz bitkiden boya, bir başkasıda o boyadan bir sanat eseri yapabilir. :)

--

--

No responses yet